10 Aralık 2015 Perşembe

Siyez buğdayının tarladan mutfağa yolculuğu

10.000 yıl öncesinden gelen bu antik buğday tohumları, genetik yapısında hiç bir değişiklik olmaksızın ilaçsız ve hatta gübreleme yapılmaksızın ekilip, buğday başakları haline gelmekte.
Siyez buğdayı, başak boylarının bir birlerinden farklı uzunlukta olması gibi bir özelliğe de sahip olmalarından ötürü, sadece geleneksel yöntemlerle hasat edilebilmektedir.
Sofranıza gelmeden önceki son aşama olan öğütülme işlemi sırasında da, siyez buğdayında yine hiç bir endüstriyel araç kullanılmıyor. 
Taş değirmende öğütülen buğday taneleri, iriliğine göre elde eleklerle elenerek tasnif ediliyor.
Büyük kısmı bu mükemmel lezete dönüşmek üzere "Siyez Bulguru" na dönüşürken,bir kısmıda, "Siyez Unu" olarak sofralarınıza gelmek üzere hazırlanıyor...
Tabi bu undan yoğurulacak olan "Siyez Eriştesi" ve yine eriştesi gibi makine olmaksızın elişi dediğimiz şekilde hazırlanan "Siyez Tarhanası"olarak mutfaklarınıza ulaştırılıp, sunuluyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder